Allah sevgisi, tıpkı Allah korkusu gibi, yaşamamıza, duymamıza ve davranışlarımıza yansıtmamız gereken ve bizi güzel ahlâka ve ebedî mutluluğa ulaştıran en yüce sevgidir. Allah’ı seven, Allah’ın yarattıklarını da Allah için sever, herkese karşı bir sevgi yumağı kesilir, gerçek mutluluğa ulaşır ve ne dünyada, ne âhirette üzüntü duymaz. Bediüzzaman Hazretleri, Allah’ı sevmenin en önemli belirtisinin, göstergesinin, Allah’ın en sevdiği kul olan Habib-i Ekrem’in (asm) sünnetine uymak olduğunu söyler. Çünkü Cenâb-ı Hak, âyet-i kerimesinde “Ey Habibim, de ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin’” (Âl-i İmran: 31) buyurmuştur.
Bunun dışında Cenâb-ı Hak, Allah sevgisinin önemli belirtilerini şöyle bildiriyor: “Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever. Onlar mü’minlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı izzet sahibidirler; Allah yolunda cihad ederler ve dil uzatanların kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın bir lütfudur ki, dilediğine verir. Allah’ın ihsânı geniştir ve O ihsânına lâyık olanı hakkıyla bilir.”1
Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Kulum kendisine farz kıldıklarımdan Bana göre daha sevimli hiçbir şeyle Bana yaklaşamamıştır. Kulum nâfilelerle Bana yaklaşmaya devam eder. Nihâyet Ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman, onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey dilerse onu veririm. Bana sığınırsa onu korurum.”2
Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Şu üç şey kimde bulunursa, o kişi îmânın tadına erer: 1- Allah ve Resûlünün kendisine her şeyden daha sevimli olması. 2- Sevdiğini sırf Allah için sevmesi. 3- Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmekten ateşe atılacakmışçasına nefret etmesi.”
Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretlerine göre muhabbet (sevmek) duygusu içimizde fıtrîdir, yani yaratılıştan vardır. İnsan muhabbet duygusunu ya yaratılmışlara karşı, ya da Yaradan’a karşı kullanacaktır.
Allah için olmazsa, yaratılmışları sevmek belâlı bir musibete dönüşür. Çünkü sevdiğin şey, çoğu zaman seni tanımıyor, seni bilmiyor, seni anlamıyor. Birden bire ortadan kayboluyor ve seni üzüntüde bırakıp, gidiyor. Gençliğin, malın ve paran gibi. Sen istemediğin halde senden ayrılıp gidiyor. Acısını sana bırakıyor. Oysa Allah sevgisi hem dünyada, hem âhirette, hem darlıkta ve hem bollukta kişinin elinden tutuyor, kişiyi Allah’ın rızasına götürüyor. Kalp, Allah’ın nazar kıldığı bir ayna olduğundan, o nezih kalp ile doğrudan ancak Allah sevilmeli, başka şeyler doğrudan ve kendileri için değil, Allah namına ve Allah için sevilmelidir.4
Anlaşılıyor ki, Allah sevgisini yaşayan kimsede şu belirtiler görülür: 1- Allah sevgisini yaşayan kimse dînini ciddî sever, dîninin emirlerini baş tacı yapar ve dîninin gereklerini yerine getirir. Farzları ihmal etmez. Nafile ibadetlerini artırmaya çalışır.
2- Allah sevgisini yaşayan kimse mü’minlere karşı mütevazi, kâfirlere karşı izzetli olur. 3- Allah sevgisini yaşayan kimse, Allah için Allah yolunda çalışır, Allah’ın dînini yaşamaya ve yüceltmeye gayret eder.
4- Allah sevgisini yaşayan kimse, insanların ileri geri konuşmalarından korkup dînini yaşamaktan geri durmaz. 5- Allah sevgisini yaşayan kimse Peygamber Efendimiz’in (asm) Sünnet-i Seniyesine elinden geldiğince uyar.
6- Allah sevgisini yaşayan kimse Allah için işitir, Allah için görür, Allah için tutar, Allah için yürür, amellerinde Allah’ın rızasını arar ve ister. 7- Allah sevgisini yaşayan kimse, Allah dostlarını Allah için sever.
8- Allah sevgisini yaşayan kimse, eşi, ailesi, çocukları, annesi, babası, akrabaları, komşuları ve Müslümanlar ile iyi geçinir. Bağışlayıcı ve merhametli olur. Kimseye zararı dokunmaz. İyiliklerini artırmaya çalışır.
Duâ Allah’ım! Hesap gününde bize yardım et! Hesap gününde üzerimizden rahmetini esirgeme! Hesap gününde bizi bağışla! Hesap gününde bizi Sevgili Peygamberimizin (asm) şefaatine ulaştır! Hesap gününde bizi utandırma! Unuttuklarımızdan ve hataya düştüklerimizden bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bize ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işleri yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize merhamet et! Bizi hatalarımızla ve kusurlarımızla yargılama! Sen Mevlâ’mızsın!
Âmin… Âmin… Âmin…
Dipnotlar: 1- Mâide Sûresi: 54, 55, 56
2- Riyâzu’s-Sâlihîn, 385 3- Câmiü’s-Sağîr, 2/847
4- Bedîüzzaman Saîd Nursî, Sözler, Germany, 1993, Y.A.N., s. 322
İlk Yorumu Siz Yapın